14 Ocak 2016 Perşembe

Finlandiya’nın, Avrupa’nın en sık ormanlık alanına sahip olan ülke olduğu söyleniyor. Öyle ki hâlen balta girmemiş kısımlar bulunuyormuş. Helsinki’nin çevresine bile ağaçlara bakınca anlaşılıyor zaten. Bazıları öylesine sık dallı ve dalları yerlere kadar uzanıyor ki içerisinde girmek imkânsız.

Bu dalların arasında hızlı arkadaşlarla karşılaşmak mümkün :)
Helsinki’ye geldiniz ya da zaten burada oturuyorsunuz ve hafta sonunuzu çok da uzak olmayan bir yerlere giderek, doğayla iç içe geçirmek istiyorsunuz. İşte bunun için en ideal noktalardan biri Nuuksio Milli Parkı (Nuuksion Kansallispuisto / Nuuksio National Park). Helsinki’nin merkezine otobüsle yaklaşık 45 dakika mesafede, Espoo bölgesinde kalan bu milli park size farklı seviyelerde yürüyüş parkurları sunuyor. Özellikle sonbahar ve ilkbahar da oldukça cazip olan bu orman kış yürüyüşlerine de açık. Ayrıca yazın sanıyorum özellikle ağustos gibi gidip mantar ve böğürtlen toplayabilirsiniz. Böğürtlen için bir şey diyemiyorum, ancak mantar için yine de temkinli olmakta yarar var. Bilginiz yoksa toplamamanızı öneriyorum ben.

Buraya tıklayarak milli parkın internet sitesinde doğrudan ulaşmanız ve yapılabilecek aktivitelere göz gezdirip, yürüyüş parkurlarının haritalarını indirmeniz mümkün.

Aşağıda büyük ölçekli haritayı görmektesiniz. Bu harita hemen hemen tüm milli park alanını ve parktaki parkurları gösteriyor:


Burada ise benim haritadan kestiğim ve sizin kısmen rahatlıkla ulaşıp üç farklı parkurdan birini seçebileceğinizi gösteren yakınlaştırılmış kısım bulunuyor.


Şimdi bu harita üzerinden parka nasıl ulaşacağınızı ve parkurları açıklamaya çalışacağım.

Parka Nasıl Ulaşırım?
Eğer özel arabanız yoksa Helsinki merkezden (örneğin Kamppi’den kalkan bir otobüse binebilir ya da yol üzerindeki duraktan da binebilirsiniz) otobüsle Espoo’daki milli parka ulaşmak yaklaşık 45 dakika sürüyor. Tabii doğru bağlantıları yakalayabilirseniz :) Çünkü Helsinki’den otobüse bindikten sonra Espoo’daki bir durakta 85 numaralı otobüse aktarma yapmanız ve yukarıdaki haritada mor renkle benim işaretlediğim Haukkalammentie otobüs durağında inmeniz gerekiyor. Durakta indikten sonra, yine benim mor renkle işaret koyduğum yoldan arabaların park ettiği otoparka kadar dümdüz yürümeniz gerekiyor. 
Zaten otoparka varınca parka ilgili sembolleri ve haritaları da göreceksinizdir. Duraktan park alanına kadar normal adım yürümek yaklaşık yarım saat sürüyor. Hafta sonları otobüsün saatte 1 geçtiği düşünülürse, dönüşünüzde otobüse doğru yürümeye 45 dakika önceden başlamanızda yarar var; çünkü yolun özellikle son kısmı biraz yokuş (otobüs durağına doğru olan kısım), insan yavaşlayabiliyor, sonra otobüsü kaçırıp 1 saat soğukta beklemek zorunda kalmayın :)



Parkurlar Hakkında

Parkur işaretleri
Nuuksio’ya Haukkalammentie tarafından giriş yaparsanız, yukarıda belirttiğim yolu takip ettikten sonra karşınıza 3 seçenek çıkacak. Bunlar; sarı, mavi ve kırmızı parkurlar. Renklere aldanıp kırmızının en zor parkur olduğunu düşünmeyin. En kısa ve kolay parkur kırmızı parkur. Biz şimdiye kadar kırmızı ve mavi parkurları tamamladık. Kırmızı parkur 2,4 km ve iniş çıkış olmayan, genel olarak bir iki küçük gölün kenarından geçen bir yürüyüş yolu.


Burada hava kararıyor gibi çıkmış. Ancak hava aydınlanıyordu :D Saat 10 civarıydı sanıyorum. Eğer sabah ziyaret ederseniz parkı gerçekten çok az kişi oluyor, Herkes öğleden sonra geliyor çoluk çocuk. Sabah biraz sis olsa da güzel bir ortam bizce. Kalabalıkta yürümekten iyidir :)
Göl o kadar durgundu ki ayna gibi yansıtıyordu.
Ara ara karşınıza yolları bölmek için koydukları bu ve aşağı fotoğraftaki kütüklerden çıkacak. Bana biraz fazla tehlikeli geldi. Özellikle yanınızda küçük çocuk olacaksa dikkat edin derim. Bu ağaçlar dışında parkurlar çocuklar için pek tehlikeli sayılmaz. Yine de gözük kulak olmak gerekiyor tabii ki.

Giderken yanınıza bir termos alıp içini sıcak bir çayla doldurabilir, ara ara mola verip içebilirsiniz :)
Mavi parkur ise 3,7km uzunluğunda, kırmızıya göre biraz daha iniş çıkışı olan ama yine de genel olarak düz ve rahat bir parkur. Kırmızı bizim daha çok hoşumuza gitti, ancak denemek için mavi de güzel. Biz bu parkurları ziyaret ettiğimizde sonbahardı. Ekim aynın başı ve ortasıydı. Her taraf hoş bir kavuniçi rengine bürünüyor. Ancak bu sadece 2-3 hafta böyle. Helsinki’de sonbahar gerçekten kısa sürüyor. Sonrasında yağmur yağmaya başladığı için sarı parkuru henüz deneyemedik. 





Kayaların üzerinden geçek zorunda kaldığınızdan yol kaygan olabilir demişler. Sarı parkur bu üçü arasında en uzun ve zor olanı 7,2 km’lik bir yürüyüş yolu.

Bu üç renge ek olarak dilerseniz otobüsten bir durak önce inip kavuniçi parkuru takip ederek kırmızı parkura bağlanabilir, sonra benim çizdiğim mor yoldan otobüs durağına dönebilirsiniz. Eğer Solvalla’da inerseniz burada ayrıca bir müze bulunuyormuş. Okuduğum kadarıyla bana pek ilginç gelmedi, daha çok içerisinde fotoğraflar olan bir müze ama ilginizi çekerse internetten bakabilirsiniz.

Yine haritada görebileceğiniz gibi yeşil noktalarda işaretlenmiş 2 parkur bulunuyor. Biri 1,4 diğeri 2km olan bu yollarda bölgedeki özellikle ağaçlarla ilgili bilgilendirme yazıları bulunuyor. Biz henüz girmedik bu parkurlara, sadece başından baktık bir iki açıklamaya ama zor olduklarını sanmıyorum.

Ayrıca haritadan anladığım kadarıyla Solvalla’daki koyu kavuniçi parkur bedensel engelliler için de uygun.

Yürüyüş dışında yapılabilecek diğer aktiviteler
Dilerseniz ormanda konaklamak ve/ve ya kendi yemeğinizi pişirmeniz mümkün. Bunun için kurulmuş belli noktalar var, ancak bu noktalar dışında da çadır kurmuş bir iki kişi gördüm, belki illa bu noktalarda durmak gerekmiyordur.

İçerisinde çok kişi olduğu için önden çekemedim ancak bu yarı açık kulübede yatabiliyor ya da yemek pişirebiliyorsunuz. Zaten dikkatli bakınca bacadan çıkan dumanı göreceksinizdir. Önü tamamen açık. Bir nevi otobüs durağı gibi.
Bu ya tuvalet ya da çöptü.
Doğayla baş başa keyif yapanlar :)
Yukarıda bahsettiğim gibi mantar veya böğürtlen vb. çalı meyvelerini istediğiniz gibi istediğiniz kadar toplama hakkında sahipsiniz. Yine de ben dikkatli olmanızı, bilginiz yoksa mantar toplamamanızı öneriyorum.

Mantar toplamaya gidenler...
Ekimde artık pek yiyecek bir şey kalmamıştı :)
Bir de saunaya girip sonrasında göle girme şansınız var. Saunanın saatleri için aşağıdaki fotoğrafa bakabilirsiniz. Kadın ve erkek için ayrı saatler var. Ayrıca karışık olan bir saat de var. Sadece cumartesi günleri açık sauna ve giriş kişi başı 6 euro. Yine de önceden arayıp bilgi almanız gerekiyor.


Fotoğrafın orta sağ kısmına doğru bir kulübecik gözüküyor. Biz orasının sauna olduğuna karar verdik ama bilemiyorum :D

Yine bu milli park içerisinde ayrıca ren geyiği parkı olması lazım. Henüz gidemedik ancak gidebilirsek onun hakkında da bir yazı kaleme alacağım tabii ki :)

Şimdiden iyi eğlenceler, bol oksijenli güzel yürüyüşler :)

0 yorum:

Yorum Gönder