8 Ağustos 2016 Pazartesi

Göl evinde kaldığımız iki gün boyunca manzaramız böyleydi
Geçtiğimiz hafta sonu, sonunda muradımıza erdik ve airbnb üzerinden bulduğumuz bir cottage da (göl veya orman evi/kulübesi/kabini diyebiliriz) soluğu aldık.

Yoldan manzaralar
Burada da kanola tarlaları varmış
İşte Finlandiya'ya özgü yol işaretlerinden biri; dikkat geyik çıkabilir :)
Finlandiya'da gördüğüm ilk ve son iki inek.
Söylenene göre, nasıl ki her Fin’in evinde bir sauna bulunmakta, her Fin ailenin de bir kulübesi var. Bu kulübeler genellikle bir göl kıyısında ya da ormanın derinliklerinde bulunuyor (Finlandiya’da da başka türlüsü beklenemez zaten, değil mi?). Duruma göre yaz veya kış tatillerini geçirmek için kullanıyorlar. Çok büyük olmayan bu kulübelerde muhakkak bir sauna bulunuyor. Özellikle göl kıyısındaysanız saunalar genellikle bahçeye veya göl kıyısına kurulmuş oluyor.

Tipik bir sauna
Saunaya girmeden önce küçük bir hol daha bulunuyor.
Bizim kiraladığımız yerde de sauna ayrı bir kulübedeydi.
Saunamız tüterken
Bu da saunanın verandasından göl manzarası
Özellikle yazın bu evlerden birinde konaklamak isterseniz birkaç ay önceden yer ayırtmanızda yarar var, yoksa gerçekten de ev bulmak çok zorlaşıyor. Şansımız yaver gitti de biz güzel bir ev bulabildik, ancak bulana kadar canımız çıktı gerçekten. Hem Helsinki’ye çok uzak olmayan, hem de sakin, olanakları uygun, göl kıyısında bir ev bulmak istiyorduk. Sonuçta Kouvola yakınlarda, Helsinki’ye arabayla 2 saat kadar uzaklıkla bir yer bulduk. Helsinki’den Kouvola’ya giderken Porvoo’ya da uğramayı ihmal etmedik.

Porvoo'dan birkaç kare de paylaşmadan geçmeyeyim :)


Tahta evler kasabası Porvoo Helsinki'ye 45 dakika uzaklıkta.
Kalacak bir kulübe ararken fark ettiğim ortak nokta ise bu kulübelerin çoğunda su olmadığıydı. Bazılarında elektrik de yoktu ya da tuvaletleri dışarıdaki kabinlerdeydi. En başta bu durum garip gelse de normal olduğunu anladıktan sonra insan ona göre araştırma yapıyor :) Siz de araştırırken şaşırmayın diye söylüyorum. Su meselesine gelince, içmek için suyu yanınızda getirmeniz en mantıklısı, bazı kulübeler biraz su bırakıp gidebiliyor da. Ya da genellikle yakınlarındaki göl veya kuyular vasıtasıyla su bulabiliyorsunuz.

Bizim kaldığımız ev, hemen göl yanındaydı. Yakınımızda 2 – 3 tane daha göl evi olmasına ve içlerinde kalanlar olmasına rağmen öylesine huzurlu bir ortam var ki çıt çıkmıyordu. Sık ağaçlar sayesinde yan evleri zaten göremiyorsunuz. Göl kıyısındaki bu evlerin çoğunun tahtadan küçük birer yüzer iskelesi bulunuyor. Gölü ve ağaçları, gökyüzünü seyretmek o kadar rahatlatıcıydı ki sanırım bu iskelede zamanın nasıl geçtiğini fark etmeden 1 saat kadar oturdum.

Göl evi de olsa, evi bulmak için sık ormanların arasından geçmek gerekiyor.
Çoğu evin posta kutusu yol ayrımlarında :)
Huzur depolarken...
Bu tarz bir eve giderken içme suyuna ek olarak yanınızda yiyeceklerinizi de getirmeyi unutmayın, çünkü en yakın market arabayla yarım saat mesafede olabiliyor (bu evlerden birine ulaşmak için çok büyük ihtimalle arabaya ihtiyacınız olacak). Evlerin çoğunda yemek pişirmek için gerekli her türlü eşya oluyor. En kötü ihtimalle bir mangalı vardır :)


Biz kaldığımız evin ev sahibi ile hiç karşılaşmadık, ancak sürekli olarak mesajlaştık, kendisi oldukça yardımsever ve nazik davrandı mesajlarında. Adrese gittiğimizde kapı açıktı, içeride gerekli bilgileri içeren bir kitapçık ve anahtarları bulduk. Evde banyo yoktu, ancak banyo olarak saunayı kullanmak mümkündü. Yine evde su olmadığı için saunadaki pompadan getirdiğimiz suyla bulaşık yıkadık. Su bulunmayan bu evlerde tuvalet sistemleri de biraz farklı. Sanırım kuru ya da biyolojik denilen tuvaletler kullanılıyor. Bizim kaldığımız yerde ikisi de mevcuttu, ancak biz sadece kuru olanı kullandık. Bu sistemde işinizi hallettikten sonra tuvaletin içine kedi kumu gibi bir şey döküyorsunuz. İlginçti :)

Birinci yatak odası
İkinci yatak odası, buradan WC'ye geçiliyordu
Kuru tuvaletimiz ve taşıma suyla dönen musluğumuz :)
Bu da kedi kumumuzdu :p
Salon kısmı
Ev, sauna ve göl birbirine çok yakındı

Veranda da çok rahatlatıcıydı, ancak sinekler rahat bırakmayabiliyor dikkat.

Sauna adabı hakkında bir yazıyı gelecek günlerde yayımlayacağım, o zaman link de açılacaktır, ancak yine de yazmış olayım, saunaya girerseniz sauna-göl-sauna-göl gidiş gelişlerini yapmayı unutmayın. Su biraz serin olsa da inanılmaz rahatlatıcı oluyor.

Ben "şimdi her yanı çamurdur bataklıktır diye düşünürken mis gibi bir gölle karşılaştık, tabii hemen derinleşiyor ve biraz yosunluydu.
Sineklere dikkat! Gerçekten de sinir bozucular, pantolonun üzerinden bile sokuyorlar. En kuvvetli sineksavarlarınızı yanınızda götürmeyi unutmayın!
Kalacağınız evde, bizimki gibi sandala binme imkânı da olabilir. Dilerseniz balık da tutabiliyorsunuz, ancak tutmadan önce izin belgesi almanız gerekiyor yakınlardaki bir yerlerden unutmayın.


Şansımıza birkaç nilüfer de açımıştı :)
Sarısını ilk kez gördüm, belki başka bir çiçekti, bilemiyorum. (Kontrol ettim gerçekten sarı nilüfermiş :) )

Son olarak, gidişinizi yemiş zamanına getirmeyi unutmayın. Yaban mersini, dağ çileği, ahududu toplamak hiç bu kadar zevkli olmamıştı. Özellikle her yer yaban mersini kaynıyor (aslında bu tam olarak yaban merisini değil sanırım, yani “blueberry”, “bilberry” diye kuzey ülkelerine özgü bir yemiş. Blueberry’den farkı daha küçük olması. Ayrıca içi kırmızı; mavi ya da sarı değil. Bu yemişler üzerine de bir yazı yazmam gerekecek sanırım:) (Derken yazdım, ama birkaç gün sonra yayımlanacak, linkini şimdiden ekleyeyim, yayımlanınca açılacak.) ).

Çevrede pek çok mantar da var, ama emin olmadan toplamamak en iyisi.

Sırasıyla yaban mersini (ya da bilberry), dağ çiçeği ve ahududu:





Sanıyorum bunu da yiyebiliyoruz ama emin olmadığımızdan toplamadık.
Yemiş toplarken karşılaştığımız küçük, renkli arkadaş
Topladığımız bu yemişleri sonra bir güzel değerlendirip turta yaptık. Birkaç gün daha kalsak sanıyorum reçel yapacak kadar toplardık.

Son olarak birkaç gün batımı karesi paylaşıp bitiriyorum efenim, sizin de yolunuz Finlandiya’ya düşerse birkaç günlüğüne de olsa bu huzuru tatmadan dönmeyin derim. İyi eğlenceler :)







0 yorum:

Yorum Gönder