18 Ekim 2016 Salı

Elbette Laponya'da belki aşağıda saydıklarımı değil ama, daha çok Ren Geyiklerini göreceksiniz :)
Geçtiğimiz haftalarda beş günlük bir seri hâlinde Laponya gezimizden fotoğraflar ve notlar paylaşmıştım. Şimdi de biraz Laponya’daki vahşi hayattan bahsetmek istiyorum.

Laponya tek kelimeyle vahşi doğayı iliklerinize kadar yaşayabileceğiniz, çevrede inin cinin top attığı bir yer. Özellikle yalnız ve doğada kalmak isterseniz, bunu kolaylıkla başarabileceğiniz bir ülke Finlandiya.

Peki bu geziler sırasında karşılaşabileceğiniz hayvanlar neler? Size zarar verebilirler mi? Büyük ihtimalle size zarar verip vermeyecekleri onlara ne kadar yaklaşıp huzurlarını bozacağınızla ilgili olacaktır.

Okuduğum kadarıyla Laponya’da, bu bölgeye özgü 4 vahşi tür bulunuyor ve hepsi de insanlara yaklaşmamak için çaba sarf ediyorlar; ancak bir kısmını (örneğin ayıları) gözlemleyebileceğiniz turlar da bulunuyor. Yani vahşi hayat fotoğrafçılığına meraklıysanız birilerinin peşine takıp (ya da bu işi yapan turlarla yola çıkıp) bu hayvanları özel olarak gözlemlemeniz de olası.

Peki bu 4 hayvan hangileri?

(Fotoğraf: Antti Peltonen)
İlk sırada ayılar (Fince ‘Karhu’) bulunuyor. Ayılar ormanların kralı olarak görülüyor ve aynı zamanda da Finlandiya’nın sembollerinden biri. Hatta geçmiş zamanlarda ayılar Finlerce kutsal hayvanlar olarak görülüyorlarmış, bunun karşılığı olarak da ayılardan bahsetmek üzere 200’ü aşkın kelime türetmişler. Yazlarını yemiş, balık, kuş ve hatta ren geyiği avlayıp yiyerek geçiren ayılar, kışın ise bildiğiniz üzere inzivaya çekiliyorlar :)


(Fotoğraf: Spencer Wright)
Listemizin ikinci sırasında Türkçede Kutup porsuğu ya da ayı porsuğu olarak anılan, Fincesi Gulo Gulo, İngilizcesi Wolverine olan, tipinin tam olarak nereye benzediğini açıklayamayacağım sansargiller familyasından bir hayvancık yer alıyor. Hayatım boyunca bana üç ayrı dilde tamamen farklı hisler aşılayabilecek bir hayvanla karşılaşmamıştım :) Türkçesi gayet normal duran (porsuk), İngilizcesi insanının tüylerini diken diken eden (wolverine) ve Fincesi insanı güldürüp ‘o da hangi hayvanmış ki ahahah’ diyebileceğiniz (gulo gulo) başka bir tür tanımıyorum :)

Kutup porsukları etçil ve memeli bir tür ve ormanda yaşayan en meraklı hayvanlardan biri olarak görülüyor. Bu araştırmacı hayvanlar genellikle kendi yararları için öldürmektense diğer hayvanlardan arta kalan leşlerle besleniyorlarmış. Adının Fince Gulo Gulo olmasının sebebi ise lokmaları yutarken ‘glup’ diye bir ses çıkartmasındanmış. Ancak yine de bu hayvancağızın komik adına aldanıp onu küçümsememek gerek, çünkü gerektiğinde rengeyiği gibi büyük hayvanları rahatlıkla avlayabilen bir canlı.

(Fotoğraf: Arne von Brill)
Listemizin üçüncü sırasında kurt ya da kesin bir tür olarak boz kurt bulunuyor (Fince ‘Susi’). Boz kurt dünyada en yaygın bulunan tür olduğundan genel olarak sadece ‘kurt’ deyip geçsek de aslında bir alttürdür. Belki de Finlandiya ormanlarda en çok karşılaşmaktan korkulan hayvan kurtlardır. Ancak doğaları gereği kurtlar insanlardan oldukça uzak durmaktadır. Bu yüzden de ormanda bir kurda denk gelmek pek de olası gözükmemekte. Bu çekingen hayvanlar aslında kendi içlerinde oldukça sosyal bir yapıya sahipler ve yüz-vücut-pati hareketleri, ulumalar ve seslerle gruptaki dostlarıyla iletişim kuruyorlar.


(Fotoğraf: Tom Bech)
Listemizin dördüncü ve son sırasında bayağı vaşak bulunuyor (Fince ‘Ilves’). Bayağı vaşak da yine boz kurt örneğinde olduğu gibi ‘vaşak’ denilince akla gelen ilk tür. Ancak bu bayağı vaşağın da kendi içerisinde pek çok alt türü var ve yaşadığı coğrafya göre boy ve kilo da dahil olmak üzere fiziksel özellikleri değişebiliyor.

Bayağı vaşak, Finlandiya sınırları dâhilde bulunan, kedigiller familyasının tek üyesi. Bu zavallı hayvancıklar orta çağdan beri nesiller boyunca güzel kürkleri için avlanmışlardır. Hatta bir zamanlar vaşak kürkü giymenin bütün üzüntüleri alıp götüreceğine inanılırmış. Pek çok kedigilin yaptığı gibi vaşaklar da avlanmak için gece saatlerini tercih eden hayvanlar.


Kısacası bu dört hayvanla hem karşılaşmanız hem de bir tehlike görmeksizin size saldırmaları pek olası değil; ancak yine de dikkatli olmakta yarar var :)

0 yorum:

Yorum Gönder