17 Aralık 2014 Çarşamba

Fribourg

17 Aralık 2014 Çarşamba - Hiç yorum yapılmamış

ERASMUS’da derlediğim, ancak yayınlamadığım yazılarıma devam ediyorum. Bu sefer ki 
durağımız Fribourg.

Yine 2010’un soğuk bir mart gününde bir arkadaşımla birlikte Fribourg’a gitmeye karar verdik. Her ne kadar 7 mart günü gezmek için pek ideal bir gün olmamasına rağmen güzel bir gün geçirdik. Fribourg - Cenevre arası trenle yaklaşık olarak 1 saat 20 dakika. Fribourg’a vardığımızda saat 11:30-12:00’ye gelmesine rağmen, biraz günlerden pazar olmasından, biraz da Fribourg’un oldukça küçük bir yer olmasından gerek, etrafta in cin top oynuyordu.

Yine de bu ortam bizi yıldırmadı ve Sanat ve Tarih Müzesi (Musée d'Art et d'Histoire) ile gezimize başladık. Müzede adından da anlaşılacağı üzere Fribourg’da çıkan kalıntılar ve yapılan eserlerden örnekler vardı.

16 Aralık 2014 Salı


Aslında Interlaken hakkındaki yazımı ERASMUS’dayken kaleme almıştım. Ancak o zaman yayınlamamışım. Her türlü yararı dokunacağını düşünerekenten, üzerinden 4 yıl geçmiş de olsa yayınlamaya karar verdim. Zaten İsviçre çok da değişken bir ülke değil. Büyük ihtimalle aynı şeylerle karşılaşacaksınız :) Böyle bir iki tane daha yazım var. Onları da ilerleyen günlerde paylaşacağım.

2010 Martında arkadaşlarım Anna&Anna ile günü birlik Interlaken’e gitmeye karar verirken oldukça ilginç bir gün yaşayacağımızı bilmiyorduk.

Interlaken - Cenevre arası trenle 2 saat 42 dakika sürüyor. Bu süreye bir aktarma da dahil. Aktarma genellikle Bern istasyonunda yapılıyor. 

9 Aralık 2014 Salı

Günün başlangıcında şöyle güzel bir kahvaltının yerini hiçbir şey tutamaz. Peki Cenevre’de nerede kahvaltı edilir ? 

Bugün İki GezgininSeyahat Rehberi’nden Yelda’nın mesajı sonrası aklımdan işte bunlar geçti. En başta bu konu hakkında çok bir şey yazamayacağımı düşünsem de bir de baktım ki küçük bir liste oluşturmuşum bile ve böylece yazdıklarımı blogda da paylaşmaya karar verdim.

Öncelikle belirtmeliyim ki açıkçası kahvaltı için pek Cenevre’de dışarı çıkmışlığım yok; çünkü buralarda kahvaltı denilen şey ya pastanede en fazla reçel eşliğinde croissant atıştırmak oluyor ya da şeker koması  demek (çünkü olur da uzun bir kahvaltı yapmaya giderseniz genellikle sadece şekerli yiyecekler sunuluyor). Yine de bir iki tavsiye vermeye çalışayım :) Bu arada özellikle bruch için, erken rezervasyon şart. Bir de dikkat ettim genellikle sadece pazar günleri bruch seçeneği sunuluyor.  

7 Aralık 2014 Pazar


Bu yıl Lyon’da düzenlenen ışık festivaline katılamadık. Ancak Lyon’daki festivalin başlangıcından 1 ay önce 6 - 23 kasım tarihleri arasında Cenevre’de de oldukça ışıklı bir etkinlik vardı: Coup de Soleil aux Bastions (Bastions’da (Parkinda) Güneş Yanığı diye çevirebiliriz gibi). Fondation Wright tarafından düzenlenen, güneşin dünya ve insanlık tarihindeki önemini anlatan bir ışık gösterisi.

5 Aralık 2014 Cuma



Ne zamandır yazmak istediğim konulardan biri de Cenevre’deki doktorlar. Yolumuz hiç düşmesin diye temennide bulunalım, ama herhangi bir gereklilik anında başvuracağımız ilk kişiler ya hastaneler ya da doktorlar oluyor.

Şimdiye kadar 20’lik dişlerimi çektirmek dışında Cenevre’de doktora gitmedim (O diş macerası da çok kötü bir deneyim olmuştu ya bana... Buradan ulaşabilirsiniz o yazıya). Ancak dediğim gibi ne an ne olacağı belli olmaz. Bu durumda yabancı bir ülkede karşılaşabileceğimiz en büyük problem dil problemi diye düşünüyorum. Kendimizi doktora izah edemeyebiliriz, ya da doktorun bize söylediklerini anlamayabiliriz. Bu da tedavinin sekteye uğramasına ya da daha kötü sonuçlar doğurmasına sebep olabilir.

2 Aralık 2014 Salı

Kaynak
Hep point&click macera oyunları (ya da icon adventure) üzerine bir şeyler karalamak istiyordum. Ancak genel olarak blogun gidişatıyla çok alakalı olmadığından elimi sürmemiştim. Ama son okuduklarımdan sonra bir başlık açmadan edemedim.

Çoğu kişi için eskilerde kalmış bu tip bilgisayar oyunlarının pek bir kıymeti olmasa da, sanıyorum ki bu türün hayranları bir “point&click”, bir “Monkey Island”, bir “Maniac Mansion” deyince ne kadar heyecanlanıldığını biliyorlardır. Günümüzün 3D oyunları olsun, her türlü gerçekliğin yaratıldığı diğer interaktif oyunlar olsun, 80’lerden kalma bu piksel piksel oyunların yerine geçemedi benim için. Hep bi’ “Ah yeni bir Monkey Island çıksa da oynasak, ama 3D olmasın lütfen!” diye yakararak geçer günlerim.

Kaynak
Neyse ki bu yakarmalar bir yerlerde yankılanmış olacak ki, yeniden point&click oyunlar raflardaki yerini alacak gibi gözüküyor. Sağ olsun Monkey Island ve Maniac Mansion’ın yaratıcıları Ron Gilbert ve Gary Winnick yeni bir oyuna imza atmışlar : Thimbleweed Park. Oyunun ismi en az Guybrush Threepwood’un ismi kadar yaratıcı gözüküyor. Tanıtım videosu ise insanı heyecanlandırıyor.