25 Nisan 2015 Cumartesi


Baltimore’da konaklarken günü birlik, arabayla yaklaşık 1,5 - 2 saat uzaklıktaki Philadelphia’ya gitmeye karar verdik. Yalnız kararı o kadar ani verdik ki, yola çıkmaya karar verdiğimizde saat 10:30-11:00’e geliyordu.

2 hafta öncesinden tren biletlerine bakmıştık, ancak fiyatlar uçuk bir şekilde tek kişi tek yön 100 dolar civarında dolaşıyordu. 1,5 saatlik tren yolculuğunun neden bu kadar pahalı olduğunu anlayamadık. Ardından otobüsle gitmeye karar verdik; ancak Baltimore’un ve Philadelphia’nın otobüs terminallerinin pek merkezi kalmadığını düşünerek o işten de vaz geçtik. Sonunda araba kiralamakta karar kıldık. İnternetten kiralayacak vaktimiz kalmadığı için direkt kiralanacak yere gitmeye karar verdik. Hazırlanıp otobüsle merkeze inmemiz, arabayı kiralacağımız yeri bulmamız yine 1 saat sürdü. Ama asıl vakit kaybını arabayı kiraladığımız yerde yaşadık. ABD’deki arabaların otomatik olduğunu biliyorduk, ancak bu kadar da otomatik beklemiyorduk. Anahtarınız bile yok, direkt bir düğmeye basıyorsunuz ve o da ne çalışMIyor ! Evet, hem basit hem değil. Biz tabii düğmeye basıp beklemeye başladık ama birşey olmadı arabaya. Ne ses geliyor ne hareket ediyordu. Girip içeridekilerden yardım istedik 1-2 kez. Araba kullanmayı bile bilmediğimize karar verildi, bayağı da dalga geçildi ama sonunda halimize acıyan kadın görevli gelip bize arabayı nasıl kullanacağımızı anlattı :D Meğer düğmeye ve frene ayni anda basisimizi tam olarak ayarlayamamisiz. Nereden bilelim tabii biz de, hadi Türkiye neyse de Avrupa’da otomatik arabanın o’su yok o derece (En azindan Fransa & Italya icin konusalim. Zaten ben artık 3. soruşumda ‘Avrupa da yok otomatik araba’ dedim de öyle ikna oldular göstermeye). Böylece herşeyi halledip yola koyulduğumuzda saat 13:00’e geliyordu.

23 Nisan 2015 Perşembe


Sonunda biz de Amerika’ya ayak bastık. Evet, hakikaten de her şey filmlerden fırlamış gibi, bu kadar gerçekçi filmler yaptıklarını bilmiyordum Amerikalıların... Yine de artık kendimizi fazla doldurduğumuzdan mı, ya da belki de koca ülkenin tamamını gezmediğimizden mi, bizi pek tatmin etmedi gördüklerimiz.  Eğlenceli, en azından hayatta bir kere gidilip görülesi yerler, ancak iş yaşamaya geldi mi, bence dünya üzerinde bulabileceğiniz çok daha şahane yerler var :) Neyse sözü fazla uzatmadan gezdiğimiz 5 şehir üzerine deneyimlerimi anlatayım. İlk şehrimiz, vaktimizin çoğunu geçirdiğimiz Baltimore idi. Her şehir için ayrı başlık açacağım. Bu ilk yazı olduğundan her şehri listeleyip metinler arasında geçişinizi kolaylaştırayım (Makaleler yayımlandıkça başlıklar aktif olacaktır).