Kuzey Işıklarının Peşinde: Inari ve Ivalo

Bu sefer sizlerle, Laponya'ya kuzey ışıklarını görmek için yaptığımız gezi hakkındaki notlarımı paylaşmak istiyorum. Gezimiz yaklaşık bir hafta sürdüğü için gezdiğimiz her bir yeri yeni bir yazıyla anlatmanın okumayı da kolaylaştıracağını düşündüm. Bu ilk yazım Inari ve Ivalo üzerine olacak. Diğer başlıkları da aşağıda görebilirsiniz, yayımladıkça bağlantılar açılacak.

• Kuzey Işıklarının Peşinde: Inari ve Ivalo (Şu anda okumakta olduğunuz yazı)
• Kuzey Işıklarının Peşinde: Sevettijärvi
• Kuzey Işıklarının Peşinde: Aurora Borealis
• Kuzey Işıklarının Peşinde: Bugøynes
• Kuzey Işıklarının Peşinde: Kirkenes
• Kuzey Işıkları / Aurora Borealis Nasıl Fotoğraflanır?

(Yazın Laponya’nın güney noktalarında kalan Kittilä ve Rovaniemi’ye yaptığımız seyahatler içinse sizi şöyle alabilirim.)

Yazı dizimin başlığından da anlayacağınız üzere Laponya gezimizin amacı kuzey ışıklarını görmekti (merak edenler için şimdiden söyleyeyim, amacımıza ulaştık :) ). Bu amacımızı gerçekleştirebilmek için de Finlandiya'nın en kuzey bölgesi olan Inari'yi ziyaret etmeye karar verdik.

Inari'den kareler...

Inari, Finlandiya’nın alan olarak en büyük bölgesi; ancak nüfus olarak sıralamada en sonda yer alıyor. Bölgede dört resmi dil konuşuluyor bunlar; Inari Samice, Kuzey Lapça, Skolt Samice ve tabii ki Fince (Bu arada sanırım Samice için Laponca da deniyor).

Inari Gölü Finlandiya’nın üçüncü en büyük gölü. Yine ülkenin en büyük Milli Parkı olan Lemmenjoki’nin de bir kısmı Inari bölgesinde bulunuyor. Bölgede pek çok “vahşi alan” bulunuyor; bu alanlar “el değmemişliği” korumak için olduğu gibi bırakılan alanlar ve normalde yer yön, harita pusula kullanmayı bilmiyorsanız buralara girmemeniz isteniyor, yoksa hiçliğin ortasında kaybolup gitmeniz olası.

İnişe geçmeden hemen önce, uçaktan Inari manzarası. Sanırım ilk fotoğraftaki göl Inari gölü olmalı:

 

Bölgede iki büyük kasaba var; Ivalo ve Inari. Zaten bölgenin havalimanı da Ivalo'da. Biz de Helsinki’den Ivalo’ya uçtuk. Uçuşumuz yaklaşık 1,5 saat sürdü. Ancak dikkat! Helsinki’den kalkan bazı uçaklar dolmuş misali önce Rovaniemi veya Kittilä’de durup oradan Ivalo’ya devam ediyorlar. Uçağınızı seçmeden önce direkt uçup uçmadığınızı kontrol edin derim.

Havalimanı inanılmaz küçük. Pist diye bir şey yok gibi. Uçaktan inip donmuş zeminde kaya kaya çantalarınızı alacağınız terminale giriyorsunuz.

Uçaktan inip terminale doğru yürürken :)

Çantalarımızı beklerken, her an düşebilecek gibi gözüken kar yığınları dikkatimi çektim.

Havalimanına dıştan bakış

Yine de bu kadar küçük olmasına rağmen oldukça modern bir havalimanı olduğunu söylemeden geçemeyeceğim. Fotoğrafta da gördüğünüz üzere çevrede elektronik eşyalarınızı şarj edebileceğiniz pek çok priz vardı. Ayrıca önünde sallanan sandalyelerle bir şömine de ortama renk katıyordu ancak çevresinde çok fazla insan olduğundan şömineyi fotoğraflayamadım. Elbette çocuk oyun alanı gibi yerler de mevcuttu.

Bu arada bebeğinizle seyahat ediyorsanız dönüşte dilerseniz havalimanındaki pusetleri kullanabiliyorsunuz. Daha da önce de havalimanlarında verilen bebek arabaları görmüştüm ancak böyle rahat gözükenini hiç görmemiştim :)

Biz arabamızı Ivalo Havalimanındaki Budget’ten kiraladık. Başka seçenekler de var elbette. Kiraladığımız araç fazla büyük bir araç değildi, en başta: “Acep küçük araçla yolda, karda kışta kalır mıyız?” diye düşündük ancak hiçbir sorun yaşamadık. Arabanın markasına modeline bakıp aldanmayın. İşin büyük kısmını kar lastikleri yapıyor ve kontrol ettiğimiz zaman bu çivili lastikleri yapan markanın (yanlış hatırlamıyorsam) bir Fin markası olduğunu gördük (en kötü ihtimalle diğer kuzey ülkelerindendi). Gerçekten de çevreyi bilen birilerinin lastikleri yaptığı kesin çünkü genel olarak, özellikle Finlandiya kısmında yol tutuşuyla ilgili hiçbir endişemiz olmadı; ayrıca yollar da, onca kara rağmen gayet temizdi. Zaten bölgede topu topu 2 ana yol var, onları da gayet iyi temizlemişler :D.

Yollar gayet temizdi

Gayet sıradan, kar ve buz üzerinde pek iyi performans gösteremeyecek gibi bir araba kiralamıştık ancak gazet memnun kaldık.

Yukarıdaki paragrafta bahsettiğim lastikler.

Bu arada kalacağınız evde ve çeşitli park alanlarında (bkz. bir alttaki foto) arabaların motorunu ısıtmak için kullanılan prizlere rastlatayabilirsiniz. Bizim araba kiraladığımız yerde arabalarında motor ısıtma çakmağı olmadığını söylediler, ancak siz yine kiralamadan önce bu konu hakkında bilgi alın derim, sonra motor donup kalmasın :p Gerçi biz hiçbir problem yaşamadık ama her gün de arabayı çalıştırmayı ihmal etmedik.

Gelelim alışveriş ve konaklama kısmına…

Biz konaklayacağımız yeri Airbnb’den seçtik. Her zaman dediğim gibi Airbnb’den kalacak yer seçmek tamamen sizin sorumluluğunuzda ve güven ilkelerinizle alakalı. Sonuç olarak tanımadığınız birinin evinde kalmak çeşitli sorunlar çıkartabilir ama biz şimdiye kadar Finlandiya içinde yaptığımız iki kiralamadan da çok memnun ayrıldık.

Bu sefer kiraladığımız ev (daha doğrusu kulübe), Sevettijärvi’deydi. Hem Laponya’ya gidişimizi biraz son anda organize ettiğimizden Airbnb’de fazla seçenek kalmamıştı, hem de kuzey ışıklarını görebilme şansımızı arttırmak için olabildiğince kuzeyde olmak istiyorduk; işte bu yüzden Sevettijärvi’de kalmaya karar verdik. Günlüğü yaklaşık olarak 50€’ya içinde saunası, mutfağı olan şirin bir kulübeye yerleştik böylece.

Laponya'da günbatımları çok güzeldi. Mor, pembe, mavi ve beyaz rengin inanılmaz karışımları ortaya çıkıyordu, tabii ben cep telefonuyla ancak bu kadar görüntüleyebildim :)

Her yer de kar var...

Genel olarak otel seçmememizin sebebi hem merkez dışında fazla otel seçeneği olmayışı, hem de merkezin dışındakilerin de abidik gubidik konseptlerle fazlaca para kopartmaya çalışmasıydı. Biz, kendimizi evimizde gibi hissedebileceğimiz ve şehir ışıklarından etkilenmeyeceğimiz bir yerde kalmak istedik. Hayallerinizi yıkmak istemem ancak internetten falan fotoğraflarını gördüğünüz çoğu iglo otel konseptli otel hemen şehir merkezinin dışında kalıyor. Ayrıca bu oteller büyük işletmeler olduğundan içlerinde lokanta şu bu barındırıyorlar ve doğal olarak şehir merkezinin dışında bile olsalar kendi ışıkları göğü aydınlatmaya yetiyor. Elbette kuzey ışıklarının kuvvetli olduğu bir zamanda bu suni ışıklar belki büyük sorun olmayacaktır, ancak her zaman için kuvvetli ışığa denk gelmeniz olası olmadığından size tavsiyem şehir dışında, mümkün olduğunca ışıksız bir alan seçmeniz. Son yazımda zaten kuzey ışıklarını fotoğraflamak için yapmanız gerekenlerde de bu noktalara değineceğim :)

Biz yine bizim kulübeye dönelim… Sevettijärvi – Ivalo arası 150km, yol 2 saat kadar sürüyor. Sevettijärvi’nin merkezinde temel ihtiyaçlarınızı satın alabileceğiniz bir yer var ancak onun dışında en yakın market 30km kuzeyde, Norveç sınırında. O yüzden size tavsiyem, hazır Ivalo’dayken tüm alışverişinizi yapmanız. Hem süpermarket seçenekleriniz artıyor, hem de dilediğinizi bulabiliyorsunuz. Bu noktanın altını tekrar çizmek istiyorum, alışverişinizi Ivalo’dan yapın, Inari’yi merkez diye düşünerek oradan yapmaya çalışmayın, çünkü Inari de küçücük bir yer. Elbette bir süpermarketi var ama Ivalo kadar büyük değil, hatta onun yanında hiç büyük değil :) Merkez Ivalo, ona göre düşünün her şeyi.

En başta bebekle bu kadar kuzeye seyahat edeceğimiz için biraz tereddütlerimiz vardı ancak Finlandiya gerçekten de aile dostu bir ülke, gördüğünüz üzere süpermarketlerde bile küçük bebekler için koltuklu arabalar var :)

Eğer hediyelik bir şeyler almak isterseniz “Lahjatalo Näkkäläjärvi Oy”u tavsiye ederim. Pek çok şey vardı içeride. Fiyatları da Finlandiya geneline bakınca normal gözüktü gözüme. Ayrıca Siida Müzesini ziyaret ederseniz oranın hediyelik eşya kısmı da küçük ama fena değil gibi. Dilerseniz biraz daha üst sınıf şeyler de satıyor (el yapılı elbiseler taşlar vb.)

Bu noktada bir parantez açıp benzin meselesine de değineyim. Biz Ivalo, Inari ve Sevettijärvi’nin kuzeyindeki Näätämö dışında başka hiçbir yerde benzin istasyonuna rastlamadık (Finlandiya tarafında). O yüzden siz siz olun benzinsiz yola çıkmayın, çünkü yardım isteyebileceğiniz bir araba da saatlerce yanınızdan geçmeyebilir :D

Gelelim gezilecek yerlere…

Açıkçası kış vakti Inari’de gezebileceğiniz fazla bir yer yok. Şehrin ve bölgenin en büyük müzesi Siida, Sami kültürü hakkında bir müze. 6 Şubat Sami gününde ücretsizmiş, biz de tesadüfen öğrendik çünkü gelişimiz tam 6 Şubattı. “Buyrunuz müze ücretsiz” dediler pek mutlu olduk çünkü giriş 10€ civarıydı. Ne yazık ki içeride daha çok okumaya dayalı dokümanlar var, hepsinin İngilizce çevirisi var ama bana internetten de aynı bilgileri bulabiliriz gibi geldi. Aslında müzenin bir de açıkhava kısmı varmış, bir Sami kasabası kurmuşlar sanırım ancak kışın kapalı ne yazık ki. Bu arada Siida’nın UNESCO listesinde olduğunu da ekleyeyim.

Müzeden kareler...

Bu müze  dışında yazın çevredeki milli parkalarda gidip yürüyebileceğiniz pek çok parkur var veya Inari Gölü’nde kano vs ile gezmek mümkün.

Elbette tamamen donmuş bir gölle karşılaştık :)

Eğer rengeyiği veya Husky çiftliklerinden birini ziyaret etmek, rengeyiklerinin veya Husky köpeklerinin çektiği kızaklara binmek isterseniz en bol seçenek Inari ve Ivalo’nun çevresinde toplanıyor. Onun dışında kalacağınız diğer yerlerde de yerel halka sorup bir takım gezilere katılabilirsiniz. Bu gezilerin çoğu kışın, kar motorlarıyla yapılıyor. Biz katılmadığımız için herhangi bir yaş sınırı olup olmadığını bilmiyorum bu motorları kullanmak için. Ancak yolda arabayla giderken pek çok kez bu motorlarla karşılaştık. Elbette onların yolları farklı, ama ara ara ana araba yollarıyla kesişiyorlar.

Her yerde karşınıza çıkacak kar motorlarından biri

Kısacası Inari ve Ivalo’da durumlar böyle. Bizimle birlikte Sevettijärvi’ye devam etmek isterseniz bir sonraki yazıma beklerim.

İyi geziler!